Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne ( AİHM ) Başvuru Koşulları Nelerdir ?
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuru için bir takım koşulların oluşması gerekmektedir. En önemli koşul şikayet edilecek devletin, yani Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) hakkında dava açılacak olan devletin, Avrupa Konseyi’ne taraf ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin yetkisini tanımış olması gerekmektedir. AİHM’nin yetkisi tanımayan devlet hakkında AİHM’ne başvuru mümkün değildir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, , Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin yetkisini tanımış olduğundan diğer koşulların yerine getirilmesi halinde Türkiye hakkında dava açılması için başvuru yapılabilmektedir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuru yapabilmenin ikinci önemli koşulu; hakkında dava açılan devletin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde güvence altına alınan haklardan bir veya birkaçını ihlal etmiş olmalıdır. Bu ihlal eylemli veya eylemsiz olabilir. Dava edilecek devletin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde güvence altına alınan hakların ihlali şikayetli devletin sözleşmedeki maddeleri ihlâl eden bir kamu müdahalesi veya müdahale etmesi gereken yerde müdahale etmemesi, yani bir eylemsizliği olmalıdır. Bu müdahale veya kamunun yapması gereken bir müdahalenin olmaması neticesi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde sıralanan haklarının ihlal edildiğini düşünen kalan gerçek ve özel tüzel kişiler, AİHM’ne başvurabilecektir.
Ayrıca Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesince korunan hakların ihlali devlet veya ihlal sırasında kamu gücünü kullanan kamu görevlisi olmalıdır. Devlet veya devlet gücünü kullanan kamu görevlisinin gerçekleştirmediği ihlaller hakkında AİHM’ne müracaat mümkün değildir. Gerçek kişinin yaşam hakkınızı veya mülkiyet hakkınızı ihlal etmesi karşısında AİHM’ne başvuru imkanı yoktur. AİHM’de davalı sadece ve ancak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine taraf ve AİHM’nin yetkilerini tanıyan devlet olabilir.
Üçüncü koşul ise yapılan ihlal ile ilgili olarak iç hukuk yollarının tamamının tüketilmiş olmasıdır. Yani bir ihlalin gerçeklemesi, varlığı halinde kişiler önce ulusal hukuk yollarına başvuracak, bu başvuru sonrası yerel mahkeme temyiz süreci tamamlanmış olacaktır.
23 Eylül 2012 tarihinden itibaren Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru imkanı tanındığından, bireysel başvuru da bir iç hukuk yolu olarak kabul edilmektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne Bireysel başvuruda bulunulmadan önce Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunulması zorunludur. Ancak Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvurunun reddedilmesi halinde, AİHM’ne başvurma yolu açılabilecektir.
Türk Yargı sistem içerisinde tüketilmesi gereken iç hukuk yolları; ceza yargılaması için, temyizin sonucuna kadar, hukuk yargılaması için, karar düzeltmenin sonucuna kadar, idari yargılama için, karar düzeltmenin sonucuna kadardır.
AİHM’e başvuru yapabilmek için yukarıdaki iç hukuk yollarının tüketilmesi şarttır. Ancak bazı durumlarda AİHM başvuruları kabul etmektedir. Bu durumlar iç hukuk yollarının tüketilmesinin istisnalarıdır. İç hukuk yollarının tüketilmesi şartının istisnaları şunlardır: İç hukuk yollarının etkisiz olması, Engelleyici bir yasanın bulunması, yerleşmiş bir yargı içtihadının bulunması, sözleşmeye aykırı yerleşmiş bir idari uygulamanın bulunması, davanın sürüncemede kalması (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesi kapsamında “makul süre” ihlâli), Kamu görevlilerinin engellemesidir.
Bu hallerin varlığı halinde iç hukuk yolları tüketilmeden de AİHM’ne başvurulabilir. Bu istisnalardan bir veya birkaçının olması halinde, şikayetli devlet iç hukuk yollarının tüketilmediği itirazında bulunamaz, bulunsa bile AİHM davayı kabul edebilir.
AİHM’ne başvurunun süresi, iç hukuk yollarının tüketilmesinden sonraki 6 aydır. İç hukuk yollarının tüketildiği tarih, ceza mahkemesinde temyiz yolunun tamamlandığı kararın kesinleştiği tarihtir. Kararın kesinleşmesinden itibaren başvurucu, 6 ay içerisinde AİHM’ne başvurmalıdır. Bu süre geçtikten sonra AİHM’ne başvurma imkanı yoktur.
Av. Mustafa ÇİÇEK / 01 Aralık 2016
Danışma ve Randevu: 0532 667 51 62
( Av. Mustafa ÇİÇEK, Türkiye Barolar Birliği ile Avrupa Konseyinin ortaklaşa yürüttüğü “Türk Avukatların Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Konusunda Aşamalı Eğitimleri Projesi”ne katılmıştır. )
Bir yanıt bırakın