Ceza Hukukunda Cezanın Bireyselleştirilmesi

Ceza Hukukunda Cezanın Bireyselleştirilmesi-Mustafa ÇiçekCeza bölünebilir nitelikte olmalıdır. Bu, suçlunun kişiliğine uydurulabilmesi için zorunludur. Yaptırımın bireyselleştirilmesi, başka bir deyişle cezanın, işlenen suçun ağırlığına, suçlunun kişiliğine ya da kusuruna uygun belirlenmesi, bölünebilir olması durumunda olanaklıdır.

Ceza, yasa koyucu tarafından önceden sabit olarak tespit edilir ve yargıç eylemin işlenip işlenmediğini saptadıktan sonra bunu uygularsa, cezayı kişiye uygun biçimde belirleme olanağı ortadan kalkar. İşlenen suç her zaman aynı ağırlıkta olmayacağı ve suçluların kişilikleri aynı olmayacağı için cezanın bireye uygun hale getirilmesi, bireyselleştirilmesi zorunludur. Bu nedenle yasa koyucu hangi suç için hangi sınırlar içinde,  hangi cezanın verileceğini saptamakta. Böylece yargıca son derece geniş yetkiler tanınmaktadır.

Kanunda tanımını bulan ceza failin kişiliğine ve suçun isleniş sekline göre aşağı ve yukarı sınırlar içinde tertip edilebilmelidir. Maktu, herkese ve her olaya aynı şekilde uygulanan ceza, adaleti sağlamakta eksik kalacağından toplum tarafından da kabul görmeyecek ve zamanla ortadan kalkacak, hatta hâkimin adalet duygusunu zedeleyeceğinden mümkün olduğunca uygulanmayacaktır. Hâkimin cezayı belirleyip suçlunun kişiliğine uydururken uygulayacağı yetki yani takdir yetkisinin sınırları da kanunlarca gösterilmeli, hâkimde bu yetkiye dayanarak vardığı hükmün gerekçesini açıkça göstermelidir. Hâkimler takdir yetkilerini kullanarak karar verirken iki ana sınıra uymak zorundadırlar.

Kuşkusuz ki, ceza sorumluluğunda bireysellik ilkesi, yerine geçtiği kolektif sorumluluk ilkesinden daha adil bir çözümdür. Kolektif ceza sorumluluğunun, istenmeyen sonucun gerçekleşmesini önlemede koşullara göre daha etkin ve verimli sonuçlar vermesi mümkün ise de, modern toplumsal anlayışa göre, adalete yönelik bir hukuk düzeninde kolektif sorumluluktan söz edilemez.

Türk hukukunda ceza sorumluluğunun bireyselliği, bir anayasal ilke olarak düzenlenmiştir. 1982 Anayasası’nın 38. Maddesi, “Ceza sorumluluğu şahsidir” şeklindeki ifade ile, 1961 Anayası’na benzer bir düzenleme getirmiş ve Türk hukukunda da cezanın bireyselliği ilkesinin ülke hukuku bakımından kural olduğunu ifade etmiştir.

5237 sayılı Türk Ceza Yasasında, öngörülen cezaların alt sınırı ile üst sınırları arasında önemli miktarda fark bulunmaktadır. Ceza hukukumuzda, cezanın belirlenmesinde ve infazında, bireyselleştirme olanağı veren çeşitli hükümler bulunmaktadır.

Av. Mustafa ÇİÇEK / 09 Kasım

Elektronik Posta : avmustafacicek@gmail.com

DANIŞMA VE RANDEVU :  0532 667 51 62

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*