Cezanın şahsiliği ilkesi, temel olarak kanunda suç karşılığı olarak öngörülmüş bulunan cezanın sadece suçun failine verilmesini, yalnızca suçun failinin cezadan etkilenmesini ifade etmektedir. Cezalandırmanın temel prensiplerinden olan bu ilke, insanlığın gelişiminin bir sonucudur ve bu özellik nedeniyledir ki modern hukuk hükümlünün tüm malvarlığının müsadere edilmesini kabul etmemektedir.
Kişinin yaptığı hukuka aykırı ve haksızlık içeren davranışları ile toplumun tepkisini çekmesi ve bu suretle ceza ile karşı karşıya kalması günümüz toplumunda gayet normal ve gerekli bir davranıştır. Cezanın günümüz anlayışına gelene kadar geçirdiği evrelerin ilk bölümüne tekabül eden kişisel öç döneminde ağırlıkla kendini hissettiren, suçlunun acı çekmesi için kendisine ya da bir yakınına zarar verilmesi anlayışı terk edilerek sadece, yaptığı davranışından sorumlu olan suçluya etki eden bir sistem ortaya konmaya çalışılmıştır. Bu özellikte mümkün olduğunca kişiye sadece kendi hukuka aykırı davranışı nedeni ile ve sadece kendisine etki edebilecek cezaların belirlenerek tertip edilmesi amaçlanmıştır. Ancak bu amaca her zaman erişilmesi mümkün olmamaktadır. Birincil nitelikte suçluya etki eden cezaların ikincil olarak çevresine ve ailesine etki edip suç işlemeyen suçlu yakınlarını mağdur ettiği bir vakıadır. Bununla beraber cezanın doğasından gelen bu etkinin kabul edilebilir düzeyde tutulması adalet, fayda ve orantılılık ilkeleri ile değerlendirilerek uygulanması gerekmektedir.
Anayasamızın “Suç ve cezalara ilişkin esaslar” başlıklı 38. maddesinin 7. fıkrasında yer alan “Ceza sorumluluğu şahsidir” düzenlemesi, Türk Ceza Hukuku’nda cezaların şahsiliği ilkesinin kabul edildiğini göstermektedir. Ayrıca 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Ceza Sorumluluğunun Esasları” başlıklı ikinci kısmında yer alan 20. maddede “Ceza sorumluluğu şahsidir. Kimse başkasının fiilinden dolayı sorumlu tutulamaz.” şeklindeki hükümle de anayasada yer alan düzenleme yinelenmiştir. Cezanın şahsiliği ilkesi uluslararası metinlerde de kabul edilmiştir.
Günümüzde artık kollektif sorumluluk kabul edilmemektedir. Anayasamızın da belirttiği (m.38) ceza sorumluluğu kişiseldir. O halde, verilen cezanın da sadece suçluya etki yapan bir ceza olması gerekir. Suçlu yanında ailesini de büyük ölçüde etkileyen ceza iyi bir ceza değildir.
Elektronik Posta : avmustafacicek@gmail.com
DANIŞMA VE RANDEVU : 0532 667 51 62
Bilgilendirmeniz için teşekkürler