Kaçak Kullanılan elektrik bedelini ödemek zorunda değilsiniz…Elektrik Faturalarındaki Kayıp Kaçak Kullanım Bedeli ile Sayaç Okuma Bedellerinin İadesi Sorunu

elektrik faturasıElektrik faturaları üzerinden tahsil edilen kayıp kaçak kullanım bedeli ile PSHS okuma bedellerinin iadesi sorunu ülkemizde ciddi bir sorun oluşturmaktadır. Öncelikle bu bedellerin tüketici hukuku açısından değerlendirmek gerekmektedir. Bulundukları bölgelerde tekel olan elektrik dağıtım şirketleri bu bedelleri iade etmek istememektedirler. Ancak hukuka ve hakkaniyete uygun olmayan bu tahsilatların niteliği ve tüketiciye iadesi oldukça önem arz etmektedir.

Dağıtım şirketleri ile elektrik enerjisini kullanan tüketici arasındaki ihtilaf, kayıp kaçak bedelinin tahsilinin hukuka uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

EPDK’nın 07/12/2011 tarihli duyurusunda kayıp kaçak bedeline ilişkin olarak; “Kayıp-kaçak miktarı, dağıtım sistemine giren enerji ile dağıtım sisteminde tüketicilere tahakkuk ettirilen enerji miktarı arasındaki farkı göstermektedir. Dağıtım sistemine giren enerji ile tahakkuk ettirilen enerji arasında oluşan bu fark elektriğin dağıtımı için gerekli olan hat, trafo ile sayaçlarda meydana gelen teknik kayıp miktarı (yaklaşık % 7-8) (ayrıca ölçümlenemeyen bir kısım enerji) ve yasal olmayan bir şekilde elektriğin kaçak kullanılması sonucunda oluşan miktarın toplamından oluşmaktadır. Kaçak elektrik tüketiminin tamamen ortadan kaldırıldığı bir durumda dahi teknik kayıp söz konusu olacaktır. ” denilmektedir.

Bu durumda kayıp kaçak bedelinin elektrik enerjisinin kesintisiz olarak kullanılabilmesi amacıyla, enerjinin niteliğinden kaynaklanan kayıplar ile kaçak tüketimler neticesi oluşan açıktır. Dolayısıyla bu bedelin kayıp ve kaçak olmak üzere iki unsurdan oluştuğu göz önünde bulundurularak değerlendirmenin her iki bedel için yapılması gerekmektedir.

Kayıp bedeli, enerjinin niteliği gereği tüketicinin kullanımına hazır halde bulunması ve kesintisiz devam edebilmesi için iletim hatlarında sürekli olarak bulunması gereken akım dolayısıyla oluşan kayba ilişkindir.

Yani tüketicinin bulunduğu ev veya işyerinde  her an kullanıma hazır elektrik enerjisini, dilediği anda kullanabilmesi için o hatta sürekli olarak bulunması gereken bir miktar enerjinin depolanması mümkün olmadığı için yarattığı kayıptır. Bu durum elektrik enerjisinin doğasından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle bu kayıp enerjinin temel maliyetlerinden birisidir. Elektrik enerjisinin üretimi için gerekli her türlü üretim ne nakil maliyetleri gibi kayıp bedelinin de esasen üretim maliyeti içerisinde hesaplanması gerekmektedir.

Tüketiciye tahakkuk eden faturada elektrik birim fiyatının içerisinde bu enerjinin tüketici tarafından kullanılana kadar oluşan tüm maliyetleri içerdiği göz önüne alındığında; bundan ayrı bir maliyet kalemi olarak kayıp bedelinin de tüketiciye yansıtılması hakkaniyete aykırıdır.   Bu bağlamda elektrik üretim ve dağıtım hizmeti sunan kamu ve özel tüzel kişilerinin; bu hizmete ilişkin olarak, belirlenen birim fiyatı dışında tüketiciden kaynaklanmayan kayıpları talep edebilmesi mümkün değildir.

Kaçak bedeli ise ise yukarıda belirtilen duyuruda da açıklandığı üzere o bölgede kullanılan ve kayıt altına alınamayan tüketimlere ilişkin olması sebebiyle kayıtlı tüketiciler tarafından kullanılmayan bir hizmete ilişkin olduğu açıktır. Bu durumda tüketicinin kendisi tarafından kullanılmayan ve elindeki özel ve kamusal yetkilere karşın davacı tarafından tespit edilemeyen kişilerce kullanılan bir hizmete ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Sözleşme hükümlerinin ancak taraflar arasında hüküm doğurması gerekmekle 3. kişilerin eylemlerinin sözleşme tarafı tüketicilerle ilişkilendirilmesi MK 2. maddesine de açıkça aykırıdır.

Yukarıda anlatıldığı gibi kayıp kaçak bedelinin sözleşmenin tarafları bağlaması ve iyi niyet kurallarına aykırılık teşkil etmesi nedeniyle,  bu bedellerin yasalara ve ahlak kurallarına uygun olarak, elektrik satın alan tüketicilere yükletilmesi; hukuk ve hakkaniyet ile bir bağdaşmayan durumdur.

Ancak tüketicilerin kendilerinden haksız bir şekilde tahsil edilen bu bedelleri geri alabilmek için uygulamada oldukça karmaşık bir prosedür söz konusudur. Tüketici Hakem Heyetlerinin bu konuda karar vermeye yetkili olup olmamaları, bu davaların idare mahkemelerinde mi açılması gerektiği hususları; tüketicileri oldukça zorlamaktadır. Bu karmaşık prosedürden yılan tüketiciler, çoğu kere bu hakkını talep etme ve hakkına ulaşma prosedüründen yılarak; haksızca ödemek zorunda kaldıkları bu kayıp kaçak bedelleri ile sayaç okuma bedellerini ödemeye devam etmektedirler. Bu konuda iş daha çok bu konuda uzman hukukçulara düşmektedir. Bu makale de bu amaçla kaleme alınmıştır.

 Av. Mustafa ÇİÇEK

3 yorum

  1. Ancak tüketicilerin kendilerinden haksız bir şekilde tahsil edilen bu bedelleri geri alabilmek için uygulamada oldukça karmaşık bir prosedür söz konusudur. Tüketici Hakem Heyetlerinin bu konuda karar vermeye yetkili olup olmamaları, bu davaların idare mahkemelerinde mi açılması gerektiği hususları; tüketicileri oldukça zorlamaktadır. Bu karmaşık prosedürden yılan tüketiciler, çoğu kere bu hakkını talep etme ve hakkına ulaşma prosedüründen yılarak; haksızca ödemek zorunda kaldıkları bu kayıp kaçak bedelleri ile sayaç okuma bedellerini ödemeye devam etmektedirler. Bu konuda iş daha çok bu konuda uzman hukukçulara düşmektedir. Bu makale de bu amaçla kaleme alınmıştır.

    Güzel bir makale olmuş teşekkürler hocam.
    Benim şöyle bir sorum olacak. Üst yazıda dediğiniz gibi genel problem o biz hakkımızdan faydalanmak için hangi mercide dava açmamız gerekiyor ?

    • Öncelikle geri alacağanız miktara il ve ilçelerde bulunan tüketici hakem heyetlerine veya tüketici mahkemesine başvurmalısınız.
      İyi günler dilerim. Av. Mustafa Çiçek

  2. Mustafa Bey haklıdır. Elektiriğin, tüketiciye ulaşana kadar iletim hatlarında veya trafolardaki kayıplarının bedellerinin tüketiciye yüklenmesi tamamen haksızlıktır, zulümdür! Bunun, tüketiciye yüklenmesine rıza gösteren devlet de zalimdir! Fakat bu zülme vatandaş KENDİSİ DE KATKI SUNMAKTADIR! Ülke monarşik, tek adam veya demokratik olmayan bir usülle tepeden inme bir tarzda yönetilse idi sorumluluğun tümü devlet yöneticilerinin olacaktı ama ne var ki, bu ülkede zalimi de bu halk kendisi seçmekle, işte bu zulme ortak olmaktadır!

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*