YENİ KİTABIMIZ ÇIKTI… “İş Hukukunda Zorunlu Arabuluculuk”

İş Hukukunda Zorunlu Arabuluculuk Kitabımız Seçkin Yayınları tarafından basılarak raflardaki yerini aldı.

 ÖNSÖZDEN…

Günümüzde uyuşmazlıkların, mahkeme dışında alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleri ile dostane ve barışçıl yollara başvurularak çözümü için dünya genelinde eğilim bulunmaktadır. Bu yöntemlerden biri de arabuluculuktur. 12/10/2017 tarihli ve 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun yürürlüğe girmesiyle, Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan iş uyuşmazlıkları bakımından arabuluculuğa başvurma zorunluluğu getirilmiştir.

Buna göre; Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacakları ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiştir. 6325 sayılı Hukuk zorunlu arabuluculuk

Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu uyarınca ihtiyari arabuluculuk kurumu ilk defa hukuk sistemimizde yer almakla birlikte, “dava şartı olarak zorunlu arabuluculuk” kurumu, 7036 sayılı Kanunun düzenlemesiyle hukukumuza girmekte ve bu Kanun kapsamındaki uyuşmazlıklarda, dava açmadan önce arabulucuya başvurulması bir zorunluluk olarak öngörülmektedir.

Bu düzenlemeye gitmekte en temel neden, iş davalarının toplam davalar arasındaki oransal fazlalığı yer almaktadır. Kanun koyucu, bu yoğunluğun önemli bir kısmının mahkemelere taşınmadan arabulucu nezdinde çözülmesini ve her uyuşmazlığın mahkemelere taşınmadan müzakere edilerek neticelenmesini, uyuşmazlıkların daha kısa sürede ve daha az masrafla çözülmesini, böylece adil yargılanma hakkının hayata geçmesini, maddi ya da şekli uyuşmazlığa engel olarak sosyal barışa katkı sağlamasını amaçlamaktadır.

Arabuluculuk yöntemi, mahkeme yargısına alternatif bir yöntem olmayıp, adalete erişimde mahkemelere yardımcı bir usuldür. Arabuluculuk yargı yolunu kapatan bir yöntem olmadığından, taraflar uyuşmazlığın yargı organları nezdinde çözüme kavuşturulması yoluna her zaman başvurabilirler.

7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunuyla arabulucuya başvuru zorunluluğu getirildiğinden; işçi ile işveren aralarındaki iş uyuşmazlıklarının meydana gelmesi durumunda, dava açmadan önce arabulucuya başvuru yapacaklardır.

Çalışmamızın ilk bölümünde alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleri ve arabuluculuk kurumu özetlenmiş, ilk defa hukukumuza 6325 sayılı Kanunla giren Arabuluculuk Kurumu, bu Kanunun düzenlenmesi doğrultusunda incelenmiş, çeşitli Kanunlardaki arabuluculuk düzenlemelerine yer verilmiştir. İkinci bölümde zorunlu arabuluculuk kavramı ve dava şartı olarak arabuluculuk işlenmiştir.

Üçüncü bölüm zorunlu arabuluculuk kapsamını ve uygulamasını içermektedir. Bu doğrultuda zorunlu arabuluculuk kapsamındaki iş sözleşmeleri, işçi işveren alacak, tazminat hak ve talepleri ayrıntılı olarak ele alınmıştır.

Tüm bu başlıklar başta İş Kanunu olmak üzere, İş Mahkemeleri Kanunuyla zorunlu arabuluculuk kapsamına alınan; Borçlar Kanunu, Deniz İş Kanunu, Basın İş Kanunu açısından ele alınmıştır. İşe iade talebi de Kanunla zorunlu arabuluculuk kapsamına alındığından iş güvencesi ve işe iade davasının arabuluculuk prosedürü ayrı bir başlıkta değerlendirilmiştir.

Bunun yanında işyerinin devri, alt işverenlik ilişkisi, geçici iş ilişkisi ve sözleşmenin devri gibi iş hukukunda üçlü iş ilişkileri, zorunlu arabuluculuk uygulaması açısından incelenmiştir.

Son bölümde ise, İş Mahkemeleri Kanunuyla getirilen; İş mahkemelerinin görev alanının genişlemesi, sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumuna başvuru zorunluluğu, iş sözleşmesi fiilen sona eren işçilerin kanundan, iş ve toplu iş sözleşmesinden doğan bireysel alacaklarına ilişkin şikâyetlerinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının inceleme yetkisinin kaldırılması, icra edilebilirlik şerhinin sulh hukuk mahkemesinden alınması, temyiz yolu kapanan kararlar gibi önemli değişikliklere yer verilmiştir.

Zorunlu Arabuluculuk Kitap 1Hukuk sistemimize yeni giren zorunlu arabuluculuk hakkında pek çok eleştiri getirilmesine rağmen, bu çalışmamızda bu eleştirilere kapsamlı olarak girilmemiş, daha çok uygulamanın kapsam, usul ve işleyişine değinilmiştir. Bu amaçla arabuluculuk faaliyetinin kapsamındaki iş uyuşmazlıkları tüm taraflar açısından ayrı ayrı ele alınmış ve arabuluculuk faaliyetinin başlangıcından sonlanmasına kadar tüm aşamaları, bu aşamalara hakim düzenlemeler ve ilkeler ışığında detaylı olarak anlatılmıştır.

Kanunun bu düzenlemeleri özellikle uygulayıcılar tarafından öğrenilip özümsenmesi, getirilen düzenlemedeki amaçların ulaşılmasına katkı sağlayacaktır. Arabuluculuk kurumunu, dava açmadan önce tamamlanması gereken bir prosedür ya da ibralaşma kurumu değil, uzlaşma ve oydaşma kurumu haline getirmek gerekmektedir.

Bu konuda tüm taraflara önemli görevler düşmektedir. Bu çalışma zorunlu arabuluculuk faaliyetinin, başvuru öncesinden, sonlanmasına kadar; arabuluculuk sürecinin tüm tarafları, tarafların avukatları, kanuni temsilcileri, arabulucular; kısaca arabuluculuk faaliyetinin merkezinde yer alan tüm uygulayıcılara yardımcı olmak amacıyla hazırlanmıştır. Bu amaçla tüm okuyuculara yararlı olmasını diliyorum.

Av. Mustafa ÇİÇEK / 07 Şubat 2018

[contact-form-7 id=”690″ title=”İletişim formu

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*