Suç ve Cezada “Kanunilik” İlkesi

Suç ve Cezada kanunilikModern ceza hukuklarında kabul edilmiş, değiştirilmesi düşünülemeyen bazı temel ilkeler gelişmiştir. Bu ilkeler, bütün modern ceza hukuklarında cezalandırmanın üst normları olarak kabul edilmektedir.  Şüphesiz bu temel ilkelerden en önemlisi suç ve cezanın kanuniliği ilkesidir.

Cezaların kanuniliği ilkesi, yaptırım teorisinin temel ilkelerinin başında yer alır. “Kanunsuz suç olmaz” ilkesi ile birlikte gelişen “Kanunsuz ceza olmaz” ilkesi ceza hukukunda temel kurallardan biridir. Kanunilik ilkesinin bir sonucu olarak ceza, yasa tarafından gösterilmelidir.

Suçlara ilişkin cezaları yalnızca yasalar belirler. Bu cezaların hangi suça ne şekilde ve hangi sınırlar içerisinde verileceği yalnızca yasa koyucu tarafından “kanun” adı altında tanımlanmalıdır. Bu tanımlama çeşitli anlayışlara göre ceza tehdidinin bir ifadesi olarak anlaşılabilse bile temel düşüncesini ceza vermek hakkına sahip devletin keyfi davranışlarını önlemekte kendini bulur. Yasaları uygulamakla görevli olan hakimler (yargıçlar) adaleti yerine getirme savını ileri sürerek toplumun bir üyesini (kişiyi) yasalarca öngörülmeyen cezalara mahkum edemez. Ayrıca yargıçların yasalarca saptanmış sınırı asarak arttırılmış bir cezaya hükmetmesi başlı başına haksızlık oluşturur. Çünkü bu tutum kanunla belirlenmiş yasal cezaya yasal olmayan eklemeler yapmak yasa koyucunun iradesine karsı çıkmak olur. Ceza niteliği taşıyan ancak yasada tanımlanmayan bir davranışa hükmetmek bir cezaya hükmetmek olarak kabul edilemez. Çünkü bu durum önceki devirlerdeki keyfi ve fahiş cezaların uygulanmasının toplumda yarattığı tepkinin neticesi ortaya çıkmış olan “kanunsuz suç ve ceza olmaz” prensibinin açıkça ihlali hukuk ve adalet adına hukuksuzluğun ve haksızlığın göstergesi olacaktır.

Özellikle bireylerin özgürlük alanına en derin müdahalede bulunan ceza hukukunun, iktidarlar tarafından kötüye kullanılmasını önleyici önlemlerin alınması zorunludur. Bu konuda en önemli önlem ceza normlarının açık seçik ve belirli olmasıdır. Belirlilik ise en iyi biçimde yazılı hukuk tarafından, özellikle kanunlar tarafından gerçekleştirilebilir. İşte hukuk devletinin bireylere güvence sağlayan bu gereği, suç adı verilen eylemlerin ancak kanunla saptanması ve suçlara ancak kanunların gösterdiği cezaların uygulanabilmesi ilkelerini ortaya çıkarmıştır.

Kanunsuz suç olmaz ve kanunsuz ceza olmaz ilkelerinin bütünleşmesinden oluşan biçimsel kanuniliğin geçerli olduğu sistemlerde, suçlar ve cezalar sadece kanunda yazılı biçimde tespit edilmiş olanlardan ibarettir. Ancak kanunsuz ceza olmaz ilkesi daha katı şekilde uygulanan bir ilkedir, zira yürütmenin düzenleyici işlemleriyle suç yaratılmasına izin veren sistemlerde dahi cezaların kanunla düzenlenmesi zorunludur.

Suçta kanunilik ilkesi gibi cezada kanunilik ilkesi de kamu ve anayasa hukukunun temel bir ilkesidir ve anayasalarla uluslararası belgelerde de yer almaktadır. Anayasamızın 38. maddesinin 3. fıkrasında “ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur” düzenlemesine yer verilerek, biçimsel kanunilik ilkesi Türk Hukuku’nda da kabul edilmiştir. Ayrıca 5237 sayılı T.C.K’nun 2. maddesinin birinci fıkrasında da “kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz” şeklindeki düzenleme bulunmaktadır.

Suçta ve cezada kanunilik ilkesinin yalnızca ceza kanunları çerçevesinde düzenlenmesiyle yetinilmemiş, bu ilke, ülkelerin temel kanunu niteliğindeki anayasalarında da yer almıştır. Örneğin, 1961 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 33. Maddesinde yer alan bu prensip, 1982 Anayasası’nda da tekrarlanmıştır. 1982 Anayasasının 38. Maddesinde, “Kimse, işlediği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.”  Şeklindeki düzenleme ile Türk Ceza Hukuku bakımından da suç ve cezada kanunilik prensibinin geçerli olduğu kabul edilmiştir.

Kanunilik ilkesi Türkiye’nin de taraf olduğu İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri korumaya dair Sözleşme’nin 7. maddesinde ve İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 11. maddesinde de yer almaktadır.

Av. Mustafa ÇİÇEK / 24.10.2013

Elektronik Posta : avmustafacicek@gmail.com

DANIŞMA VE RANDEVU :  0532 667 51 62

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*