İş yasamıza göre; “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.”
İş Yasası, alt işveren (uygulamadaki adıyla taşeron) uygulamasını tanımlamış ve sınırlarını belirlemiştir. Ancak uygulamada bu düzenleme fazlasıyla istismar edilmiş; yasadan kaynaklı birtakım hakların kısıtlanması ve mali yükümlülüklerden kurtulmak amacıyla taşeronluk uygulaması amacından saptırılmıştır. Yasa açıkça teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde taşeron işçi çalıştırılabileceğinden söz etmektedir. Bu tarz işlerin dışında asıl iş bölünerek alt işverenlere verilemez. Böyle bir durum söz konusu ise bu işçiler asıl işverenin işçisi olarak kabul edilirler.
Bu nedenlerle, yasaya göre asıl işverenin işçilerinin, alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi de mümkün değildir. Bu suretle bu işçilerin hakları kısıtlanamaz veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulamaz. Aksi halde ve genel olarak asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı kabul edilerek alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görürler.
Taşeronluk sözleşmesi ile çalışan alt-işverenin işçilerinin yasadan ve sözleşmeden kaynaklanan tüm hak ve borçlarından, asıl işveren, alt-işveren ile birlikte sorumludur. Alt işverenin işçisi olarak çalışan bir işçi; işten çıkarılmışsa, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, izin ücreti genel tatil ve bayram ücreti gibi her türlü işçilik haklarını alt işverenle birlikte asıl işverenden talep edebilir bu haklarını alabilmek için dava açabilir, diğer yasal yollara başvurabilir.
Taşeronun, işçilere yaptırdığı işi asıl işverenin işyerinde yürütmesi gerekir. Eğer iş başka bir işyerinde yürütülüyorsa taşeronluk ilişkisinden bahsedilemez. Başka bir yerde fason iş yaparak imalat yapanın; bu imalatı yaptıran işyerinin taşeronu kabul edilmesi de mümkün değildir.
Yasanın bu açık düzenlemesine karşın, çalışma hayatında bu düzenlemeye aykırı pek çok durumlar söz konusu olmaktadır. Maalesef ülkemizde “taşeron işçisi” olarak gösterilen işçilerin çok büyük bölümü, gerçekte asıl işverenin işçisidir ve asıl işverenin çalıştırdığı işçilerin sahip oldukları hak ve güvencelere sahiptir. Örneğin aynı işyerinde çalışan işçilerin bir kısmı asıl işverenin, bir kısmı ise taşeron işverenin işçisi olduğu, aynı işyerinde bir kaç taşerona ait işçilerin çalıştığı, bazı işyerlerinde taşeron işçilerin diğer işçilerden fazla olduğu gibi durumlar görülmektedir. Taşeron işverenin işçisi olarak görünen işçiler aynı işyerinde yıllarca çalıştığı halde her yıl yapılan farklı sözleşmelerle pek çok yasal hakkından yoksun bırakılmaktadır. Son yıllarda bu uygulamalar oldukça yaygınlaşmış ve giderek de artmaktadır.
Bu tarz işyerlerinde çalışanlar öncelikle hangi işverenin yanında çalıştığını ve sigorta primlerinin kim tarafından ödendiğini tespit etmelidir. Ayrıca işyerinde yılsonunda giriş-çıkış yapılıp yapılmadığına dikkat etmelidir. Zira uygulamada, alt-işverenlerin asıl işyerlerinde gördükleri işler, ihaleler yoluyla taşeronlara verilmekte, taşeron işçileri de ihalelerin süresiyle sınırlı olan ve genellikle bir yıldan kısa süreli sözleşmelerle çalıştırılmaktadır. Yoğunlukla hastanelerde, belediyelerde çalıştırılan temizlik ve güvenlik elemanları bu şekilde çalıştırılmaktadır.
Gerçek taşeron işçileri de iş yasasından kaynaklanan kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti, genel tatillerde ve hafta tatillerinde ücretli izin, yıllık ücretli izin gibi tüm haklara sahiptir. Asıl sorun taşeronların değişmesi durumunda ortaya çıkmaktadır. Kamu kesiminde asıl işverenle taşeron arasındaki alt işverenlik sözleşmesi genellikle bir yıllıktır. Alt işverenlik sözleşmesi her yıl yenilenir veya bir başka taşeronla yeni sözleşme yapılabilir. Eğer bu süreçte işçinin iş sözleşmesi feshedilmiyor ve işçi aynı işi yapmayı sürdürüyorsa, işçinin kıdem tazminatı ve ücretli izin hakları devam edecektir. Zira uygulamada genellikle işçiler işe devam ederken taşeron firmalar değişmektedir.
Belirtilen şekilde çalıştırılan taşeron işçiler, her yıl yenilenen sözleşmelerle çalışmalarına devam etmeleri nedeniyle uzun yıllar çalışmalarına rağmen işten çıkarıldıklarında kıdem tazminatları ödenmemekte, işçilerin kendilerinin de çoğunluğu kıdem tazminatı alabileceklerini bilmemektedirler. Yargılama sürecinde asıl işverenin işçilik haklarının kısıtlanması amacıyla taşeronluk sözleşmeleri yaptığı izlenimi ve delilleri varsa bu işçiler doğrudan asıl işverenin işçileri olarak kabul edilmektedir. Zira kanun bu tür muvazaayı, danışıklı işlemleri açıkça yasaklamıştır.
Tabii ki her bir olayı kendi şartları içinde değerlendirmek gerekecektir. Bu nedenle yukarıda anlattığımız şekillerde, haklarının verilmediğini düşünen işçiler; uzman bir avukat yardımı almalı; durumlarını netleştirdikten sonra yasal yollara başvurmalıdırlar. Yukarıda anlatılanların her taşeron işçiyi kapsadığı söylenemez. Zira yasanın öngördüğü şekil ve şartlarda çalışan pek çok işçi de vardır. Ancak haklarından yoksun olduğunu düşünenlerde mutlaka yasasının verdiği haklarını talep ederek bu haklarına ulaşmanın yollarını terk etmemeliler.
Av.Mustafa ÇİÇEK
Iyi akşamlar Mustafa bey son çare size yazmak oldu umarım bana yardımcı olursunuz ben 2010 yılının Şubat 25 de kamuda taseron işçi olarak çalısmaya başladım ilk 6 ay bir bölümde sonraki dönemden bu zamana kadar baska bir bölümde çalıştım fakat 21/4 günü bana yerimin değiştiğini başka bir bölümü geçtiğimi söylediler o bölüme 22/4 günü gittiğimde. Oranın bölüm baskanı 5.5 yıldır olduğunuz bölümden neden buraya geldiniz dedi ve bana yapacagım işleri. Söyledi bende saydığı işlerden birini yapamayacağımı söylediğim de bana zaman biz kurumun üst düzey yöneticisiyle iki maddeyi görüşüp size haber vereceğiz dedi. O maddeler den biri neden ordan buraya geldiğim ikincisi ise neden paspas yapamDıgım konusuydu okul içinde beni hırsız Namussuz bir suçlu ilan ettiler onurumu şerefimi rencide etti ben eşinden 6 yıl önce boşanmış bir anneyi oğlum 18 kızım 12 yasında beni mağdur ettiler işten çıkArılmadım fakat sağlığımın uygun olmadıgı yerlerde çalısmaya zorlandım kabul etmediğim dede ı zaman istifa et git dendi benim. Bana kıdem tazminatı ödememek için beni bu yolu seçtiler sizden ricam ne olur bana yardım edin hakkım nedir onuda bilmiyorum ne olur yardım edin. Bana
Anlattığınıza göre mobbinge maruz kalmışsınız, bir ihtarname ile bu durum işverene ihtar edilebilir. Ayrıca belirttiğiniz hususları ispatlayacak tanıklarınız varsa tabii ki ayrılamanız halinde işçilik alacaklarınızı açmak için dava açabilirsiniz. Avukat tutmak için geliriniz yoksa bulunduğunuz ilin barosuna başvurarak ücretsiz adli yardım alabilirsiniz
slm benim 2 yıl tecilli 1 yıl 8 ay cezam var.taşeron firmada işe başladım .bu durum çalışmama engel mi.tşklr
Tecilli cezanızın olması iş yerinde çalışmanıza engel teşkil etmez. Ancak yüz kızartıcı suç olması halinde işveren işe almaktan geri durabilir. Daha açıklayıcı bilgi verirseniz daha tatmin edici yanıt verebiliriz. Kolaylıklar dilerim.
mustafa bey benim calıştığım işyerinde yaptığım iş asıl işi kapsıyor ama iş veren beni ve arkadaşlarımın tamamını alt işveren üzerinden gösteriyor yani firmada asıl işi yapan asıl iş veren adına calışan işci bulunmuyor işyerinin tamamı alt işveren olarak calışıyor alt işveren yönetmeliğinin 4. maddesine dayanan asıl işveren işyerinde mal veya hizmet üretimi işlerinde kendi işçilerini de bulundurması zorunludur ve alt işverene verilen iş iş yerinde mal veya hizmet üretiminin yardımcı işlerinden olmalıdır ibareleri ne göre alt işveren ilişkisi kurulmaz bu konuda düşünceleriniz nelerdir ne yapmalıyız
Sorun değil sorunuzu anladım ve yanıtını da verdim
merhaba mustafa bey buyuksehir belediyesinin zabita daire baskanligi toptanci haller sube mudurlugunun ilce subesinde taşeron olarak calismaktayim bulundugum ilçenin belediyesi 1 yilligina buyuksehir bel.den calistigimiz hali kiralayacak encumenden karari alindi fakat bizim ne olacagimiz netlesmedi buyuksehir belediyesinin teseron calisaniyiz ilce belediyesi kiralayinca bizi ya isten cikartacaklar yada istifa edin ilce belediyesinde ise baslayin diyecekler yaklasik 3 yila yakindir calisioruz ne yapmamiz gerekir nasil bi yola basvurmaliyiz istifa edip ilce belediyesinde ayni gorev yerinde ise baslasak tazminat haklarimizida tasiyabilirmiyiz yada tazminati istifa etsekte alabilirmiyiz cvp verirseniz cok mutlu olurum 1ay icinde sonuc netlesek teşekkürler.
Olasılıklar üzerine bir şey söylemek zor. İşverenin alacağı somut karar belli olduktan sonra değerlendirmek daha sağlıklı olur