Zorunlu Arabuluculuk Nedir ?
7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunuyla arabulucuya başvuru zorunluluğu getirildiğinden; işçi ile işveren aralarındaki iş uyuşmazlıklarından kaynaklanan konularda, dava açmadan önce arabulucuya başvuru yapacaklardır.
Bu bağlamda öncelikle Kanun kapsamında hak ve alacaklarının ihlal edildiğinin düşünen taraf (işçi veya işveren) öncelikle ihlal edilen hak ve alacağının 7036 sayılı Kanun kapsamında olup olmadığını tespit edecektir. Bu aşamadan sonra aşağıda detayları verilen şekil ve usullerle arabulucuya başvuru yapılacaktır.
Zorunlu Arabuluculuğun Kapsamı Nedir ?
Dava şartı olarak arabuluculuk, Kanunun 3. Maddesi 1. Fıkrasında, “Bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Bu fıkra ile, kanuna veya bireysel yahut toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması bir dava şartı olarak kabul edilmektedir.
Zorunlu arabuluculuğun uygulama alanı, işçi ve işveren uyuşmazlıklarından kaynaklanan taraf alacaklarına ilişkin davalar ve işe iade davaları olarak belirlenmiştir. Yapılan düzenleme ile bunların kanuna, bireysel iş sözleşmesine veya toplu iş sözleşmesine dayanması arasında herhangi bir fark gözetilmemiştir.
Hangi Kanunlar Zorunlu Arabuluculuk Kapsamındadır ?
Zorunlu arabuluculuğun uygulama alanı, işçi ve işveren uyuşmazlıklarından kaynaklanan taraf alacaklarına ilişkin davalar ve işe iade davaları olarak belirlenmiştir. Yapılan düzenleme ile bunların kanuna, bireysel iş sözleşmesine veya toplu iş sözleşmesine dayanması arasında herhangi bir fark gözetilmemiştir.
Bilindiği gibi İş Kanunun dışındaki aşağıda belirtileceği üzere diğer bazı kanunlarda da iş ilişkileri, iş sözleşmeleri düzenlenmiştir. İş Kanunu dışında Borçlar Kanununda da iş ilişkilerini, işçilik hak, alacak, talep ve borçlarını düzenleyen hükümler bulunmaktadır. Hatta İş Kanununda olmayan, işçinin borçları, işverenin yükümlülükleri gibi düzenlemelerde yer almaktadır.
Bu çerçevede 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen “Hizmet Sözleşmeleri” (genel hizmet sözleşmesi, pazarlamacılık sözleşmesi ve evde hizmet sözleşmesi) kapsamında kalan işçi ve işveren arasındaki alacak ve talepleri için de arabulucuya başvuru zorunluluğu bir dava şartı olarak kabul edildiğinden Kanunun 5 inci maddesi, bu tür uyuşmazlıkları iş mahkemelerinin görevine dahil etmektedir.
Bu düzenlemeden önce Borçlar Kanunu kapsamındaki işçi alacak ve talepleri ile ilgili davalar genel mahkemelerde görülmekteydi. 7036 sayılı Kanun, Borçlar Kanunda düzenlenen her türlü işçilik hak, alacak ve taleplerini İş Mahkemelerinde görülmesini düzenlemiştir.
Buna göre sadece İş Kanunundan değil, Türk Borçlar Kanunu, Deniz İş Kanunu, Basın Mesleğinde Çalışanlarla Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkındaki Kanun kapsamındaki iş uyuşmazlıklarından kaynaklı her türlü hak ve alacaklar ile tazminatlarda; kanunlardan hangisine dayanırsa dayansın, artık bu davalarda öncelikle arabuluculuğa başvurmak zorunlu olacaktır.
Bunun yanında arabuluculuk faaliyetinin anlaşma dışında sonlanması halinde bu kanunlardan kaynaklı istisnalar hariç, tüm iş uyuşmazlıklarından kaynaklanan davalar iş mahkemelerinde açılacaktır.
Zorunlu Arabuluculuk Kapsamındaki İş Sözleşmeleri hangileridir ?
4857 Sayılı İş Kanununda Düzenlenen İş Sözleşmeleri:
Belirli İş Sözleşmesi, Belirsiz İş Sözleşmesi, Süreli İş Sözleşmesi, Süreksiz İş Sözleşmesi, Kısmî Süreli İş Sözleşmesi Tam Süreli İş Sözleşmesi, Çağrı üzerine çalışma ve uzaktan çalışma Sözleşmesi, Deneme Süreli İş Sözleşmesi, Takım Sözleşmesini oluşturulacak iş sözleşmeleri.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda Düzenlenen Hizmet Sözleşmeleri:
Genel Hizmet Sözleşmesi, Pazarlamacılık Sözleşmesi, Evde Hizmet Sözleşmesi
c.6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununda Düzenlenen Toplu İş Sözleşmesi:
Grup Toplu İş Sözleşmesi, İşletme Toplu İş Sözleşmesi, Çerçeve Sözleşme.
d.Deniz İş Kanununda Düzenlenen İş Sözleşmesi:
İş Sözleşmeleri
e.Basın İş Kanununda İş Sözleşmesi:
İş Sözleşmeleri
Zorunlu Arabuluculuk Kapsamındaki İşçi Hak ve Alacakları nelerdir ?
Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, kötüniyet tazminatı, ayrımcılık tazminatı, sendikal tazminat, iş ilişkisinden ve iş uyuşmazlığından kaynaklanan maddi ve manevi tazminatlar.
Ücret, ücret ekleri (prim, ikramiye) fazla çalışma ücreti, fazla sürelerle çalışma ücreti, yıllık izin ücreti, hafta tatili ücreti/ ulusal bayram ve genel tatil ücretleri gibi işçilik alacakları zorunlu arabuluculuk kapsamındadır.
Zorunlu Arabuluculuk Kapsamındaki İşveren Hak ve Alacakları nelerdir ?
İhbar tazminatı, cezai şart, avansın iadesi, iş ilişkisinden ve iş uyuşmazlığından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat ve eğitim gideri gibi alacak ve tazminat kalemleri
Borçlar Kanunun 395 ve 400. Maddeleri arasında düzenlenen; işçinin bizzat çalışma borcu (m.395), özen ve sadakat borcu (m.396), teslim ve hesap verme borcu (m.397), m.398’de fazla çalışma borcu (m.398), düzenlemelere ve talimatlara uyma borcu (m.399), işçi borçlarından ve işçinin sorumluluğundan (m.400) kaynaklanan işveren tarafından talep edilebilen alacakları zorunlu arabuluculuk kapsamındadır.
Zorunlu Arabuluculuk Kapsamı Dışında Tutulan İş Uyuşmazlıkları Nelerdir ?
İş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat ile bunlarla ilgili tespit, itiraz ve rücu davaları zorunlu arabuluculuğa tabi değildir.
Buna göre iş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan maddi veya manevi tazminat davaları ile bunlarla ilgili rücu davaları ile ilgili olarak zorunlu arabuluculuğa başvurmak zorunlu olmayıp, işçi bu kapsamda iş mahkemesinde doğrudan dava açabilecektir.
İş kazası ve meslek hastalığından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talepleri zorunlu arabuluculuğun kapsamı dışında tutulması, bu iş uyuşmazlıkları bakımından arabuluculuğa başvurma yasağı olarak anlamamak gerekir.
İş kazası ve meslek hastalığından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talepleri, Kanun tarafından dava şartı aranan iş uyuşmazlıklarının istisnası olarak düzenlenmesine rağmen, belirtilen uyuşmazlıklar bakımından iradi olarak arabuluculuğa başvurmak mümkündür.
Zorunlu Arabuluculuğa Başvuru Nereye Yapılacaktır ?
Dava açmadan önce arabulucuya başvurmak zorunda olan taraf, Arabuluculuk için başvuruyu, yetkili arabuluculuk bürosuna yapılacaktır. Arabuluculuk bürosu kurulmayan yerlerde ise başvuru bu konuda görevlendirilen yazı işleri müdürlüğüne yapılır.
Arabuluculuğa başvuranları bilgilendirmek, arabulucuları görevlendirmek ve kanunla verilen diğer görevleri yerine getirmek üzere Bakanlık tarafından uygun görülen adliyelerde arabuluculuk büroları kurulmuştur.
Zorunlu Arabuluculukta Yetkili Büro Neresidir ?
Arabuluculuğa başvuran taraf, başvurusunu; karşı tarafın yerleşim yerindeki veya işin yapıldığı yerdeki arabuluculuk bürosuna yapılacaktır.
Karşı taraf birden fazla ise bunlardan birinin yerleşim yerindeki arabuluculuk bürosuna yapılan başvuru yeterli sayılacaktır. Bu durumda başvuru bunlardan birinin yerleşim yerindeki veya işin yapıldığı yerdeki arabuluculuk bürosuna, yapılır.
Arabuluculuk bürosu kurulmayan yerlerde başvuruların, adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonu tarafından görevlendirilen sulh hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüğüne yapılması gerekmektedir.
Yetkisizlik iddiası arabuluculuğa başvuranın, karşı tarafından yapılabilir.
Arabuluculuk bürosu tarafından gönderilen arabulucu, görevlendirmeyi yapan büronun yetkili olup olmadığını kendiliğinden dikkate alamaz.
Yetki İtirazını Hangi Merci İnceleyecektir ?
Yetki itirazının yapılması halinde arabulucu, dosyayı derhâl ilgili sulh hukuk mahkemesine gönderilmek üzere büroya teslim eder. Mahkeme, harç alınmaksızın dosya üzerinden yapacağı inceleme sonunda yetkili büroyu kesin olarak karara bağlar ve dosyayı büroya iade eder.
Başvurulan uyuşmazlığa hangi arabulucu bakacaktır ?
Tek Taraflı Olarak Arabuluculuğa Başvurulması Halinde, Taraflar arasındaki uyuşmazlığın hangi arabulucu tarafından ele alınacağı komisyon başkanlıklarına bildirilen listeden, büro tarafından belirlenir.
Tarafların Arabulucu Üzerinde Anlaşarak Birlikte Başvurması Halinde:
İşçi ve işveren, listede yer alan herhangi bir arabulucu üzerinde anlaşmışlarsa bu arabulucu görevlendirilecektir.
Taraflar bir arabulucu üzerinde anlaşmış olmaları ihtimalinde dahi başvuru yine arabuluculuk bürosuna yapılacak, görevlendirme büro tarafından yapılacaktır.
Arabuluculuk süresi ne kadardır ?
Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren üç hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla bir hafta uzatılabilir.
Arabuluculuk toplantısına kimler katılabilir ?
Arabuluculuk müzakerelerine taraflar bizzat, kanuni temsilcileri veya avukatları aracılığıyla katılabilirler. Uyuşmazlığın çözümüne katkı sağlayabilecek uzman kişiler de müzakerelerde hazır bulundurulabilir.
Arabuluculuğun Taraflara Ulaşılamaması Nedeniyle Sona Ermesi durumunda ne olacak ?
Arabulucu büro tarafından kendisine verilen, aynı zamanda kendi yaptığı araştırmalar neticesinde elde ettiği taraflara ait iletişim bilgilerine dayanarak yapmış olduğu tüm faaliyete rağmen taraflara ulaşamaması ve tarafları ilk toplantıya davet edememesi durumunda, arabuluculuk faaliyetini sona erdirecektir.
Arabulucu bu durumu son tutanakla belgelendirecek ve son tutanağı Arabuluculuk Bürosuna teslim edecektir. Başvuran taraf bu aşamadan sonra dava şartını yerine getirmiş olduğundan, son tutanakla birlikte dava açabilecektir.
Arabuluculuğun Tarafların Katılmaması Nedeniyle Sona Ermesi durumunda ne olacak ?
Arabulucunun davetine rağmen tarafların bir araya gelmemesi veya gelememesi durumunda arabuluculuk faaliyeti sona erer.
Arabulucunun davetine rağmen tarafların bir araya gelmemesi veya gelememesi durumunda arabulucu faaliyetini sonlandıracak durumu belgeleyen son tutanağı düzenleyerek durumu derhal arabuluculuk bürosuna bildirecektir.
Arabuluculuğun Anlaşmaya Varılması Nedeniyle Sona Ermesinin Sonuçları nelerdir ?
Görüşmeler sonucunda taraflar arabulucu nezdinde anlaşmaları halinde, arabuluculuk faaliyetinden beklenen sonuç gerçekleşmiş olacağından, arabuluculuk faaliyeti son bulacaktır.
Arabuluculukta anlaşmaya varma konusunda bir zorlama yoktur. Taraflar, ancak ortak bir karar elde ettikleri takdirde bir anlaşmaya varırlar. Tarafların anlaşması hâlinde bağlayıcı bir anlaşma ile sona erer. Taraflar istedikleri, kendilerine ait bir karar olduğu için, bu anlaşmaya uyma olasılıkları oldukça yüksek olmaktadır.
Arabuluculuğun anlaşma ile sonuçlanması hâlinde, faaliyetin sonunda tutulan tutanak bir anlaşma belgesi niteliğindedir. Bu belge, bir önceki maddeye uygun olarak, arabulucu, taraflar veya vekillerince imzalanacaktır.
Arabuluculuğun Anlaşmaya Varılması Nedeniyle Sona Ermesi durumunda Anlaşma Belgesinin Hukuki Niteliği nedir ?
Arabuluculuk faaliyeti sonucunda tarafların anlaşması durumunda, hazırlanacak Anlaşma Belgesinin hukuki niteliği için iki durum söz konusudur.
Anlaşma belgesinin ilam niteliğinde olması, belgenin icra edilebilirlik şerhi alınması sonucu ilam niteliğine kavuşması.
Anlaşma Belgesi; taraflar ve avukatları ile arabulucunun birlikte imzaladıkları anlaşma belgesi, icra edilebilirlik şerhi aranmaksızın ilam niteliğinde belge sayılır. Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması sonucu düzenlenen anlaşma belgesinin icra edilebilirliğine ilişkin şerh alınması halinde, bu şerhi içeren anlaşma, ilam niteliğinde belge sayılır.
Taraflar arabuluculuk faaliyeti sonunda bir anlaşmaya varırlarsa, bu anlaşma belgesinin icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesini talep edebilirler. Bu şerhi içeren anlaşma, ilam niteliğinde belge sayılır.
Anlaşmaya Varılması Halinde Anlaşılan Dava Açılabilir mi?
Arabuluculuk sürecinin sonunda yapılan anlaşma maddi hukuk ilişkisi bakımından taraflar arasındaki uyuşmazlığı tamamen sona erdiren bir anlaşma olması nedeniyle, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması halinde, üzerinde anlaşılan hususlar hakkında taraflarca dava açılamaz.
Arabuluculuk sürecinin sonunda yapılan anlaşma maddi hukuk ilişkisi bakımından taraflar arasındaki uyuşmazlığı tamamen sona erdiren bir anlaşmadır. Eğer böyle bir anlaşmaya rağmen anlaşılan hususlar ile ilgili dava açıldığında açılan dava hukuki yarar yokluğundan usulden reddedilecektir.
Arabuluculukta Tarafların Anlaşamaması Halinde yapılacaklar nelerdir ?
Arabuluculuk faaliyeti sürecinde tarafların toplantıya katılmalarına rağmen anlaşamamaları halinde arabuluculuk faaliyeti son bulur.
Taraflar arabulucunun davetiyle ilk toplantıya katılmalarına rağmen anlaşamamaları da söz konu olabilecektir. Bu durumun varlığında arabulucu, arabuluculuk faaliyetini sona erdirir ve son tutanağı düzenleyerek durumu derhâl arabuluculuk bürosuna bildirir. Anlaşmaya varılamaması durumunda 7036 sayılı Kanunun düzenlediği, dava şartı yerine getirilmiş olduğundan, bu aşamadan sonra arabuluculuğa başvuran taraf, arabuluculuğa konu ettiği hak ve alacaklar bakımından iş mahkemesinde dava açabilecektir. Davasını açarken dosyasına diğer delil ve eklerinin yanında son tutanağı mutlaka eklemek zorundadır. Son tutanağın mahkeme tarafından verilen bir haftalık kesin süre içerisinde ibraz edilmemesi halinde dava usulden reddedilecektir.
Arabuluculuk Toplantısına Katılmamanın Müeyyidesi var mıdır ?
Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmez.
Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.
Arabuluculuk ücretini kim ödeyecektir ?
Tarafların arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaları hâlinde, arabuluculuk ücreti, Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesinin eki Arabuluculuk Ücret Tarifesinin İkinci Kısmına göre aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde karşılanır.
İşe iade talebiyle yapılan görüşmelerde tarafların anlaşmaları durumunda, arabulucuya ödenecek ücretin belirlenmesinde işçiye işe başlatılmaması hâlinde ödenecek tazminat miktarı ile çalıştırılmadığı süre için ödenecek ücret ve diğer haklarının toplamı, Tarifenin İkinci Kısmı uyarınca üzerinde anlaşılan miktar olarak kabul edilir.
Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır.
Arabuluculukta Adli Yardım sağlanmakta mıdır ?
Arabuluculuk yolunun bir dava şartı olarak kabul edilmiş olmasından ötürü bu yola başvuruda ekonomik açıdan zor durumda olan tarafların da dikkate alınması gerekir. İşte bu noktadan hareketle Kanun, arabuluculuk ücreti konusunda tarafların adli yardımdan yararlanabilmelerine imkân tanımıştır.
7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 21. maddesi ile 6325 sayılı Kanunun 13. Maddesine eklenen fıkraya göre; Arabuluculuk ücretini karşılamak için adli yardıma ihtiyaç duyan taraf, arabuluculuk bürosunun bulunduğu yerdeki sulh hukuk mahkemesinin kararıyla adli yardımdan yararlanabilir.
Zorunlu Arabuluculuğa Başvurmadan Dava Açılmasının sonuçları nedir ?
“Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” Hükmüne uyulmaması davanın usulden reddi sebebidir. Bu hükme aykırı olacak şekilde; arabulucuya başvurulmadan dava açılması halinde açılan dava reddedilecektir.
Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır.
Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, Mahkemece verilen bu süre arabulucuya başvuru yapılması için verilen bir süre olmayıp, dava dilekçesine eklenmeyen son tutanağın mahkemeye ibrazı için verilen bir süredir. Davacı dava açmadan önce arabulucuya hiç başvurmamışsa davası kanuna göre zaten reddedilecektir.
Zorunlu Arabuluculukta Zamanaşımının süreleri nasıl etkilenir ?
Arabuluculuk görüşmeleri süresinde; arabulucu önüne gelen iş uyuşmazlığı ile ilgili alacakları, hak ve talepler bakımından zamanaşımı duracak, hak düşürücü süreler işlemeyecektir.
arabuluculuk sürecinin başlamasından sona ermesine kadar geçirilen sürenin, uyuşmazlık konusu olan hakka ilişkin zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmayacağı belirtilmiştir. Böylece arabuluculuk faaliyeti sebebiyle geçirilen sürelerin taraflar açısından hak kaybına neden olması önlenmek istenmiştir.
Av. Mustafa ÇİÇEK / 04 Ocak 2018
İletişim: avmustafacicek@gmail.com
0532 667 51 62
Bir yanıt bırakın